TARİHİN İLK FOTOĞRAFÇILARI

TARİHİN İLK FOTOĞRAFÇILARI

Fotoğrafçılık birkaç teknik buluşun bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur. İlk fotoğraflar yapılmadan uzun zaman önce Çinli filozof Mo Di ve Yunan matematikçiler Aristoteles ve Öklid M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda bir iğne deliği kamerasından bahsetmişlerdir. MS 2. yüzyılda Bizanslı matematikçi Anthemius deneylerinde bir tür karanlık oda kullanmıştır. Ünlü optik bilimcisi İbn-i Heysem'in (965-1040) karanlık odalar ve iğne deliği kamerası hakkında araştırmaları vardır. Albertus Magnus (1193-1280) gümüş nitratı (AgNO3) keşfetti ve Georges Fabricius (1516-1571) gümüş klorürü (AgCl) keşfetti. Wilhelm Homberg 1694 yılında bazı kimyasalları ışığın nasıl kararttığını (fotokimyasal etki) açıklamıştır. Fransız yazar Tiphaigne de la Roche'nin 1760 senesinde yayınlanan Giphantie adlı romanında fotoğrafçılığın ne anlama geldiği hakkında önemli yorumlar yapmıştır.

19. yüzyılın ilk on senesinde icat edilen fotoğrafın (kamera yolu ile) resim ve heykel gibi geleneksel sanatlardan daha fazla bilgi ve ayrıntı yakaladığı görülmüştür. 1820 senesinde kimyasal fotoğrafçılığın keşfedilmesi modern fotoğrafçılığın önemli dönüm noktalarında biri olmuştur. İlk kalıcı iz bırakan fotoğraf (photoetching) Fransız mucit Nicéphore Niépce tarafından 1822 senesinde üretilmiştir. Ancak Niepce fotoğrafı çoğaltmak isterken maalesef tahrip etmiştir. 1825 senesinde ise Niepce yeniden başarılı olmuştur. İlk kalıcı doğa fotoğrafını (View from the Window at Le Gras) karanlık oda ile 1826 senesinde yapmıştır. Ancak fotoğraları çok uzun sürede çekim yapabildiği için (8 saat) yeni sistemler üzerinde çalışmıştır. Louis Daguerre ile birlikte, 1816'da Johann Heinrich Schultz tarafından keşfedilen gümüş ve kireç karışımlarının ışığa maruz kaldığında kararmasının sonucu olarak gümüş bileşimlerle çalışmışlardır. Niépce 1833 yılında öldü, fakat Daguerre çalışmalarına devam etti. Daguerre 1838'de, Paris sokaklarının dagerreyotipisini çekerken bir yaya ayakkabısını boyatıyordu (pozlamada görülebilecek kadar uzun bir süre-birkaç dakika) ve bu fotoğraf dünyanın ilk insan fotoğrafı olarak kabul edilmiştir.En sonunda Fransa 1839 yılında Daguerre'nin buluşunu tüm dünyaya Fransa'nın hediyesi olarak tanıtma sözü karşılığında (ki bunu gerçekleştirmiştir) Daguerre 'ye emekli aylığı ödemeyi kabul etmiştir.

Bu arada, Hercules Floransa ve İngiliz mucit William Fox Talbot zaten 1832 yılında Brazilya'da Photographie olarak adlandırdığı çok benzer bir işlemle daha önceden gümüş işleme resmi düzeltebilmişlerdir ancak bunu gizli tutmuşlardır. Talbot, Louis Daguerre'nin icadını duyduktan sonra insanların kolayca portre fotoğraflar çektirebilmeleri için kendi işlemini saflaştırmıştır.

1840'ta Talbot negatif görüntüler oluşturan kalotip işlemini icat etmiştir. Talbot'un 1835 basımlı "Oriel window in Lacock Abbey" adlı fotoğrafı bilinen en eski negatiftir. John Herschel'in birçok yeni yönteme önemli katkıları olmuştur. Herschel cyanotype işlemini icat etmiştir, bugünkü ozalit (mavi baskı). Herschel fotoğrafçılık,pozitif,negatif gibi terimleri kullanan ilk kişidir.

19. yüzyıl boyunca fotoğrafik cam levhalar ve baskı alanında birçok gelişmeler yaşanmıştır. 1884 senesinde George Eastman fotoğrafik levhaların yerini alacak olan film'i icat etmiştir. 1908 senesinde Gabriel Lippmann, Lippmann levhası olarak da bilinen girişim fenomenine dayalı ışığın fotoğrafik olarak yeniden çoğalması metoduyla fizik alanında Nobel Ödülü'nü kazanmıştır.



Joseph Nicephore Niepce (1765-1833)
Gerçek anlamda ilk fotografik görüntü 1826 yılında Niépce tarafından elde edilmiştir. Niépce deneylerine ışığa duyarlı madde olarak gümüş klorür kullanarak 1816 yılında başladı. Ancak ilk fotografik görüntüyü on yıl sonra başka bir yoldan elde etti. Filistin'deki Ölü Deniz'in Judea asfaltit gölünden çıkan Judea bitümünün (bir tür asfalt) ışık etkisi ile sertleşme özelliği vardır. Niepce, kurşun - kalay alaşımından (pewter) bir levhayı parlatarak üzerine ince bir Judea bitümü katmanı sürdü ve bir camera obscura içine koyup 8 saat süreyle pozlandırarak Chalon-sur-Sâone'daki evinin penceresinden görünen görüntüyü saptadı. Daha sonra levhayı terpentin kullanarak "develope" etti. Işık alan yerlerdeki bitüm sertleşmiş, ışık almayan yerlerdeki bitüm ise sertleşmeden kalmıştı. Sertleşmeden kalan bitüm . terpentin tarafından çözülünce kalıcı bir görüntü ortaya çıktı. Bu buluş 8-10 saat güneş ışığı ile pozlandırmayı gerektirdiğinden heliography olarak adlandırıldı. Niépce, 1826 yılı Haziran veya Temmuz ayında kamera yardımıyla elde ettiği dünyanın ilk fotoğrafı konusunda 8 Aralık 1827'de İngiltere'deki Royal Society'ye bilgi verdi. Niépce'in yöntemi üç bakımdan yetersizdi. Birincisi çok yavaştı, asıl görüntü keskin değildi ve üçüncüsü, yalnız bir kopya elde edilebiliyordu.


Jacques Mandé Daguerre (1787-1851)
Paris Operasında sahne ressamı olarak çalışırken doğru perspektifli çizimler için camera obscura kullanmaya başladı. Daha sonra görüntünün kimyasal yolla saptanması ile ilgilenmeye başladı. 1826'da Niepce'in bu konudaki çalışmalarını ve başarısını öğrendi ve ortak çalışmaya başladılar. Niépce'in 1833'de ölümü üzerine Daguerre çalışmaları tek başına yürütmeye başladı. İki yıl sonra görüntünün sodyum klorür ile sabitleştirilmesi yöntemini buldu. Bu yöntem heliography'den bütünüyle farklıydı ve buluşunu Daguerreotype olarak kendi adına adlandırdı. Daha önce 7-8 saat olan pozlandırma süresi yarım saatin altına düştü. Daguerre tarafından 1837'de ilk elde edilen fotoğraf Paris'te Fransız Fotoğrafçılık Derneği'nde saklanmaktadır. Daguerre buluşu için İngiltere'de patent aldı. Fransa'da ise etkin bir politikacı olan fizikçi François Arago, buluşun 7 Ocak 1839'da Bilimler Akademisinde kısaca duyurulmasından sonra Fransız Hükümeti'ne başvurarak patent haklarının satın alınması ve buluşun bütün dünyaya serbestçe yayılmasının sağlanmasını istedi. Gerekli yasal işlemlerden sonra bu konudaki yasa Fransız Parlamentosu'dan geçti.



William Fox Talbot (1800-1877)
1832 yılında Brazilya'da Photographie olarak adlandırdığı çok benzer bir işlemle daha önceden gümüş işleme resimi düzeltebilmişlerdir ancak bunu gizli tutmuşlardır. Talbot, Daguerre'nin icadını duyduktan sonra insanların kolayca portre fotoğraflar çektirebilmeleri için kendi işlemini saflaştırmıştır. 1840'ta Talbot negatif görüntüler oluşturan kalotip işlemini icat etmiştir. Talbot'un 1835 basımlı "Oriel window in Lacock Abbey" adlı fotoğrafı bilinen en eski negatiftir. Çalışmaları İngiltere'de sürdüren William Henry Fox Talbot 1839'da karanlık kutu ile edinilen ilk kalıcı görüntüyü kendisinin bulduğunu ileri sürse de ilgi ve kabul görmedi. Çalışmalarını sonraki yıllarda da sürdüren Talbot negatif/pozitif işlemlerini içeren "Calotype" adını verdiği yönteminde; gümüş tuzlarına batırılmış bir kâğıt kullanarak elde edilen negatif görüntülerden, yine aynı teknikle hazırlanmış kâğıtlara istenilen sayıda pozitif fotoğraf basmayı başarır.



Hippolyte Bayard (1804-1881)
Louis Hippolyte Bouteille. Fotoğrafın, başlangıçtaki mucitlerinden olan Hippolyte Bayard, fotoğraf tarihinin ilk ekspressif otoportrelerinden birini gerçekleştirmiştir. 14 temmuz 1839’da, Paris’te 30 fotoğrafını sergilemiş olan Fransız Maliye Bakanlığı’nda görevli Hippolyte Bayard, en şanssız öncü oldu. Yöntemi orijinaldi: Gümüş klorürlü bir yaprak, kart kararıncaya dek ışıkta tutuluyordu. Sonra potasyum iyodür eriyiğine batırılıyor ve Camera Obscura içinde pozlanıyordu. Işık, kendi yoğunluğu ile orantılı ölçüde kartın rengini alıyordu. Böylece doğrudan kart üzerinde ilk pozitifler elde edilmişti; her bir görüntü tek nüsha idi. Daguerrotype’in yarattığı büyük gürültü patırtı ortasında, Bayard’ın çalışması tamamen ihmale uğradı.




Gabriel Lippmann (1845 –1921)
Lüksemburg’da Fransız bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 1873 yılında fen bilimleri araştırmaları için Almanya’ya giden bir komisyona katıldı. 1878’de Paris Fen fakültesine başladı. 1883 yılında Fizik profesörü oldu. Üç yıl sonra Deneysel Fizik Profesörü oldu. Lippmann, fizik, özellikle elektrik, termodinamik, optik ve fotokimya ile ilgili pek çok farklı bilimsel araştırmalara çok değerli temel katkılar yaptı. "Elektrik ve Kılcal Olaylar Arasındaki İlişkiler" adlı bir tez hazırladı. Kılcal elektrometreyi ve kılcal elektromotoru buldu. Bir girişim yöntemiyle ilk renkli fotoğraf levhasını elde etti. Bu buluşu nedeniyle 1908 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandı. 1886 yılında renkli fotoğraf reprodüksiyonu için çalışmalar yaptı. Ancak fotoğraf filminin değişen duyarlılığı sonucuna ulaşmada sorunlar yaşanmasına rağmen, sabırlı ve becerikli deneylerine devam etti. 1891’de Bilimler Akademisi ile iletişim kurdu. 1893 yılında, renkli fotoğrafçılık alanında, pozlama süresinin kısaltılmasıyla ilgili çok önemli çalışmalara imza attı. 1894 yılında çalışmaları bir rapor olarak yayınladı ve tescil edildi. Londra Royal Photographic Society’nin ilk yabancı üyesi oldu.




Gertrude Kasebier (1852–1934)
Gertrude Stanton Kasebier. Anneliği ön plana çıkaran ve Amerikan Yerlilerini konu alan güçlü portreleri ile fotoğrafta kariyer yapmış bir kadın fotoğrafçıdır. Çizim ve resim de çalışan sanatçı, sanat eğitimi almak için Avrupa’ya gitti. Almanya’da fotoğraf kimyasalları ile tanıştı. Franda’da ressam Frank DuMond ile birlikte çalıştı. 1900’de fotoğraf alanındaki başarılarından dolayı Ingiliz Carine Cadby ile Linked Ring Brotherhood’a kabul edilen ilk iki kadın sanatçıdan biri oldu. 1902’de Stieglitz Käsebier’i Photo Secession kurucuları arasına dahil etti. Çalışmalarını Camera Work dergisinde yayınladı. Photo Secession’un galerisinde Clarence Hudson White’i takiben sergi açmasını sağladı. Clara Sipprell, Consuelo Kanaga and Laura Gilpin gibi bir çok kadın fotoğrafçı döneminde Käsebier’in bağımsız bir kadın sanatçı olarak sanatsal yetenek ve başarısından esinlendi. Käsebier portre işini 1910 larda ve daha çok da 1920 lerde Robert Henri, John Sloan, William Glackens, Arthur B. Davies, Mabel Dodge ve Stanford White gibi bir çok ünlü kişiyi fotoğraflayarak büyütmeye devam etti.




George Eastman (1854 –1932)
Önceleri bankacılık ve sigortacılık işleriyle uğraşan Eastman, 1880’de fotoğrafik levhaların yapımını ve pazarlama işine girdi. 1888’de Kodak marka fotoğraf makinesini piyasaya çıkardı. Başlangıçta bu makinelerde üzerine emülsiyon sürülmüş 100 pozluk rulo kağıt film kullanılıyordu. Makine içinde film ile satılıyor, kullanımdan sonra fabrikaya geri getiriliyor ve burada banyo ediliyordu. “You press the button, we do the rest!” (Siz düğmeye basın, gerisini biz hallederiz) sloganı ile Eastman Kodak firmasını kurdu. 1888 yılında müşteriye ilk kez basit bir fotoğraf makinası sunarak büyük bir ticari atılım yapmıştır. Memur olarak çalışırken fotoğrafçılığa merak sarmıştır. Bir süre sonra, fotoğraf üzerine çalışmalarını basit, kompakt bir makina üreterek ilerletmiştir. 1889’da selüloid rulo filmin patentini alarak yüzyılın sonuna kadar dünya tekelini elinde tuttu. Ucuz ve pratik olan bu kameralar bir anda çok geniş pazar bulmuştur.

Kaynakçalar:
http://www.sanalfotografmuzesi.com/1_tarih-ilk-fotografcilar.html
https://tr.wikipedia.org/wiki/Foto


Reklam

E3 Webdesign